|
Mey Türkiye Radyo Kurumu yayınlarında ilk olarak 1950 yılında, Cevri
Altıntaş tarafından kullanılmıştır. Ancak; o yıllarda yalnızca çalanların
elinde Mey olması nedeniyle, çok az parçada bu çalgıya yer verilmiştir. Bu
çalgı hakkında yapılan ilk çalışmalar incelendiğinde; müzikolog Saygun,
müzikolog Ülgen ve Gazimihal'in yazdıkları kitaplarda yeralan
bilgiler ve çizimler, şu anki bilinen mey biçimine göre farklılıklar
arzetmektedir. Bu kitaplarda yer alan tanımlamalara göre; mey'in önde sekiz
ve arkada bir olmak üzere toplam dokuz ses deliği bulunmaktadır. Benim
bulgularım ve yazılı kaynaklara göre, ilk meylerin gövde boyu 30
cm.dir.
İlk süreçte tek tonda Mey'in, toplu çalımlarda yeterli olmayacağının
anlaşılması üzerine; Mey'in ana, orta ve cura olarak üç boyutta üretilmesi
yoluna gidilmiştir. Ancak üç farklı boyda sorunu çözmemiş ve diğer
çalgılarla akort birliği sağlanması için boğaz veya farklı boylarda
kamışlar kullanılması denenmiştir. Ne var ki; kamış ve gövde arasındaki
oransızlık ton problemleri doğurduğundan, bu yöntemin yeterli bir çözüm
oluşturmadığı görülmüştür. 1990'lı yıllarda ortaya çıkan ihtiyaç sonucu;
Mey yapımcısı Ayhan Kahraman tarafından, bir oktav içindeki her bir
diatonik sese karşılık sekiz ayrı ebatta Mey üretilmiştir. Karar sesi
olarak kabul edilen ses piyanoya göre ayarlanmaktadır.
Mey gövdeleri genellikle "erik" ağacından yapılır. Erik dışında "ceviz",
"gürgen", "dut", "zerdali", "kayısı", "akasya", "şimşir" ve
"zeytin" gibi ağaçlar da kullanılmaktadır. Son yıllarda, Afrika kaynaklı
"gül" ve "bobinka" gibi ağaçların da imalatta kullanıldığı görülmektedir. |
|
Günümüzde A, B, C, C1, D, D1, E, F, G, G# karar seslerinde Mey'ler üretilmektedir ve Mey artık karar sesine göre adlandırılmaktadır. |
|
Gövdenin baş tarafında, kamışın yerleştirilmesi amacıyla, gövdeden daha
kalınca bir bölüm bırakılır. Düz, silindik şekilli gövde, baş tarafında
hem iç çap hem de dış çap olarak genişler. Kamışın takıldığı baş
taraftaki iç çap, gövdenin alt tarafındaki iç çapın iki katına ulaşır.
Bu
halk çalgısının sanayileşmiş yapım şekli yoktur. Dünyada, çalgılar
bilgisayar ortamında yapılır ve milimetrik sapmalara dahi izin
verilmezken; bizde hala el emeği ile yapılmaktadır.
Dikran Nişan
Cabbar Bozkurtlar ve el çıkrığı |
Geçmişte Anadolu'da yaşayan Mey çalıcıları, kendi
çalgılarını kendileri yapmaktaydı. Bazı ustalar çalgı yapımına yönelmiş
iseler de, bunların çok azı yaşamlarını bu işle kazanmışlardır. Nefesli
halk müziği çalgılarını yapan ustalar hakkında bilgi edinmeye
çalıştığımızda, çok az isme ulaşabildik.
Bu ustaların içinde en eskisi ve en bilineni Diyarbakır'lı Dikran
Nişan'dır (Nişo Usta). Ermeni asıllı Nişo Usta, yaptığı çalgıları
Anadolu'nun dört bir yanına ve hatta komşu ülkelere satmıştır. Zurna,
kaval, dilli düdük, dilsiz düdük (çığırtma) ve mey imalatı yapmış
olduğu bilinmektedir. Günümüzde hayatta olmayan Nişo Usta'nın, 1992
yılında yaptığımız görüşme sırasında gözleri görmüyordu. Bir süredir
çalgı yapmayı bırakmıştı. Kendisinin Diyarbakır, Eğil doğumlu olduğunu
ve çalgı yapmayı "Maybalı Popo" ustadan öğrendiğini söylemiştir.
Bir süredir İstanbul da yaşıyordu. Artık çalgı yapmadığı gibi,
yaptığı çalgıların ölçülerini de hatırlamıyordu. Yaptığı çalgıların tek
bir örneği bile elinde yoktu.
Eski yıllarda Anadolu da mey çalgısını yapan diğer ustaları
araştırdığımızda, Erzurum'lu marangoz Hakkı Usta'nın (Kör Hakkı) ve
Pasinler'de tornacı Tosun Usta'nın ismine ulaşabilmekteyiz. Bu
ustaların her ikisi de marangozluğun yanısıra, mey ve zurna imalatı da
yapmışlardır.
Bu çalgı yüzyıllardır yaşadığına göre, yapan ve çalan ustalarınında
bulunması doğaldır. Eskiden mey gövdesi yapmayı meslek edinmiş kişi
olarak sadece Nişo Ustayı bilmemize rağmen, günümüzde bu işi meslek
edinmiş birçok insan bulabilmekteyiz. Günümüzde mey yapım teknikleri
oldukça değişmiştir. Eski yapıcılar el çıkrığı kullanarak bu çalgıyı
yapmakta iken, şimdilerde elektrikli torna ve özel matkaplar
kullanılmaktadır.
Son zamanlara kadar el çıkrığı ile mey imalatı yapan Cabbar
Bozkurtlar'ı burada anmak gerekir:
Cabbar usta, Artvin'de yaşadı. Mey yapımına 1940-1945 yıllarında
başlamış. Mey çalmayı Cevri Altıntaş'tan, yapmayı ise kendi kendine
öğrenmiş. On beş günde bir tane olmak üzere Mey yapıyordu. Cabbar
Usta'nın standart ölçüleri yoktu, delikleri el yordamıyla deliyordu.
Günümüzde mey gövdeleri bu işi meslek edinmiş kişiler tarafından
yapılmaktadır. Bunların çoğunluğu İstanbul'dadır. Bu ilde yapılan mey
gövdeleri Anadolu'ya ya da yurtdışında yaşayan Türklere
gönderilmektedir.
|
Biz burada, Mey gövdesi imalatı safhalarını açıklamak için halen İstanbul'da
profesyonel olarak Mey gövdesi imalatı yapan iki ustanın atölyelerinden
fotoğraflar vereceğiz. Fotoğrafları görmek için, aşağıdaki resimlerin üzerine tıklayınız. |